U DÖNÜŞÜ
Bir yöne gitmeye karar verdiniz. Ama yarı yolda fikir değiştirdiniz. Geri dönerseniz ilk fırsatta, buna U Dönüşü denir. Ya da denebilir.
Bir de bu tabir ya da terimin, sosyal ve siyasal hayatta karşılığı olan davranışlar var. Ne yapılırsa U Dönüşü sayılır mesela? U Dönüşü yapmak, kaç kere olursa mubah sayılır? Belli bir ölçüt ya da kıstas yok elbette. Ama gerek de yok. Mesela, birilerinin heykelini dikmek lazım, deyip, aynı kişi için bir müddet sonra “Bu adam vatana ihanet etmiştir!” demek U Dönüşü müdür? Ya da, o heykeli dikilmesi “sözde gereken” adam için, başından beri, bunlar vatana ve millete kötülük etmektedir, diyenlerin, bir süre sonra; “Bakın! Ne demiştik? O zaman bizi dinlemeyenler, bize vatan hainisiniz diyenler, şimdi bizimle aynı noktadalar!” demek ne dönüşü? Doğru bu bir dönüş değil. Fikir değişmemiş çünkü. Yola çıkarken gitmek istediği yer neresi ise, hala oraya gidiyor. Varılmak istenen bir nokta var çünkü. Diğer U Dönüşü yapan kişi ya da kişilerin, böyle bir gayesi yok. Onlara yola çık diyorlar, çıkıyorlar. Dur diyorlar, duruyorlar. Dön diyorlar, dönüyorlar. Sakın utanma diyorlar, utanmıyorlar. Çok başarılılar.
Kendi hedef ve gayeleri olan insanlar ile, bir güç tarafından kumanda edilen kişi ya da kişiler arasındaki temel farklılık tam da bu dur! Her kim ki, dün ve daha önce söylediklerinden tamamen vazgeçmiş, hatta vazgeçmekle kalmamış, tam aksini iddia etmeye başlamış, bilin ki, hiçbir gayesi ve hedefi olmayan adamlardır bunlar! Bir aileye, bir mahalleye, bir semte, bir şehre, bir ülkeye hatta dünyaya zarar veren temel yapı, bu ve bu gibi adamların bir arada toplanarak oluşturdukları kümelerdir. Bunlar kimi zaman dernek, kimi zaman siyasal bir oluşum, kimi zaman bir medya grubu, kimi zaman da farklı bir legal topluluk olarak karşımıza çıkar ve çıktılar. Bizi en büyük zararı bunlardan gördük, görüyoruz ve görünen o ki görmeye de devam edeceğiz.
Sporda da U Dönüşü, bizim ülkede hiç garip karşılanmıyor. Hedef şaşırtma, cambaz ipte oynuyor gibi birçok gayri meşru yöntemden sonra U Dönüşü de moda oldu. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’ndan tutun da bazı belli bir takım spor kulüplerinin başkan ya da başkanlık düzeyindeki makamlarında oturan şahısların, yakın zamanda U Dönüşü yaptıklarına tanıklık ettik.
Küfür konusu mesela. Galatasaray Teknik Direktörü ve hatta Galatasaray’ın her şeyi olan Fatih Terim, kendisine ve kulübüne, Fenerbahçe tribünlerinden hakaret ve küfür edildiğini söyledi. Görüntüler çıktı ortaya. Doğru. Hakaret de var, küfür de var. Galiz küfür var hatta. Tıpkı Arda Turan adındaki eski milli oyuncunun, kendi takımının yabancı bir futbolcusunun instagram canlı yayınına yakalandığı andaki gibi galiz küfür var. Tıpkı, 2 sene önce Akhisarspor-Galatasaray maçında Akhisar taraftarına Fatih Terim’in ettiği küfür gibi galiz küfür var. Çok ayıp. Kınayalım hep beraber. Asla müsamaha göstermeyelim. Kim olursa olsun, karşısında olalım. Ama değiliz! “Onu çekme, bunu çek” dendiğinde olmadığımız gibi! Amalarla, fakatlarla geçiştirdiğimiz gibi! Konu Fatih Terim’e edilen küfürler olunca - ki çok yanlış- sabahlara kadar konuşan spor programları, Arda Turan’ın Fenerbahçe Stadı’nın soyunma odasındaki masalarda tepinerek ettiği küfürleri konuşmamak için elinden geleni yaptı. Ama çok geçti artık. Olan olmuştu. Sosyal medyaya düşmüştü bir kere. Saklayamazlar, üstünü örtemezlerdi. Olmadı bu kez. Ama bazıları, canım ne var bunda hepimiz kapalı kapılar ardında yapmıyor muyuz bu tarz şeyler, bile dedi. Vallahi dedi, billahi dedi. Ama aynı adamlar, sanki daha önce Türk futbolunda, statlarda hiç küfür edilmemiş de, ilk kez o gün Fenerbahçe-Galatasaray maçında icat edilmiş gibi davrandılar!
Yamuk bir düzlemde, virüse rağmen yaşamaya devam ediyoruz. Gerçekten yamuk. En az BeiNSPORTS’un OFSAYT ÇİZGİLERİ kadar yamuk! O gitmeden, bunu uzaklaştırmadan futbol düzelmez diyorlar ya. Çok yanlış. O nun ya da bu nun ne yaptığı veya ne söylediği değil mesele! Mesele, o na ya da Bu na, yaptıklarından dolayı bir yaptırım uygulamayan ya da uygulayamayan, adam kayıran, lobi”leşen düzene ses çıkartmayan kanunlar ve uygulayıcılar. Hangi sistemi getirirsen veya uygularsan uygula. O sistemin uygulanılışında ortaya çıkan aksaklık ya da sabotajlara gerekli karşılığı vermezsen, göz yumarsan, sessiz kalırsan, bir şey yapmazsan, verim alamazsın. Alamıyoruz da.