Dolar 32,6026
%0.39
Euro 34,7809
%0.14
Altın 2.492,060
%0.3
Bist-100 9.525,00
%-0.06

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

KALİBRE

Muhalefet bu projeye en başından beri karşı dururken, iktidar da çok önem verdiğini ve kim ne derse desin yapacaklarını söylüyor. Projenin başlaması ile birlikte, bazı sesler daha da yükseldi. Kimi muhalefet partilerinin yetkilileri ve hatta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “eğer proje hayata geçerse ve biz de ileride iktidar olursak, Kanal İstanbul ihalesini alanlara sesleniyorum! Paranızı bizden alamazsınız! Vermeyiz!” Diyerek en sert çıkışını yaptı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Kılıçdaroğlu’na dışarıdan destek vererek “Tiksindirici Borç!” kavramını ülkenin gündemine getirdi. Tüm bunlara, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Söke Söke Alırlar!” diyerek yanıt verdi! Cumhurbaşkanı eski formunda değil belli ki. Öyle olsa Kılıçdaroğlu’na: “Siz önce bir seçilin de orasına sonra bakarız!” derdi. Daha da garip olansa şu. Konuşulan şey, şahısların birbirlerine olan borçları değil! Çünkü harcanacak olan, bu milletin parası. Enteresan bir tartışma ve atışmadır gidiyor. Halk şimdilik sessiz. Bakalım proje devam ederse neler olacak, hep birlikte izleyip, dinleyip göreceğiz, duyacağız.

Katar la bir anlaşma yapılmıştı yakın zamanda. O anlaşmanın şartları neler, kimse bilmiyor. Sorsan devlet sırrı. Ama devlet benim devletim değil mi? Ne anlaşması yapıldı, bilmek de hakkım değil mi? Diyelim ki gerçekten sır. O zaman anlaşma yapıldığının bile duyulması ayıp değil mi? Hayat Türkiye de çok garip. Ne sorarsanız sorun ne derseniz deyin. Cevap almanız için, siyasi muhataplarınızın keyfinin gelmesini beklemek zorundasınız. Muhalefette de durum böyle, iktidarda da.

Futbol da da ilginç gelişmeler yaşandı. Galatasaray da ve Fenerbahçe de seçimler oldu. Galatasaray 8 saat süren oy sayımı sonunda kulübü Burak Elmas ve yönetimine devretti. Fenerbahçe de ise Ali Koç tek aday olarak girdiği seçimi kazanarak, ikinci 3 yıllık dönemine başladı. Ama ne başlamak! Bilindiği üzere Fenerbahçe, Emre Belözoğlu nun gidişinden bu yana hocasız! Ali Koç bir basın toplantısı düzenleyerek haziran ın 3. Haftası hocayı açıklarız, demiş idi. Sonra, seçimden iki gün sonra, pazartesi günü açıklayacağız dediler! Gene açıklamadılar. Ne isimler döndü durdu. Bielsa! Gerçi Bielsa denmedi de, Bielsa kalibresinde hoca, dendi. Sonra Favre ismi dolaştı meydanda. Sonra Silva, Fonseca, Espirito, Angelovski, Petkoviç…. Peki kim geldi? 2016 yılında Fenerbahçe ile 2. Olan hoca. Vitor Pereira. Ben severim kendisini. Hocalığını da… Ama mesele, Bielsa kalibresinde olmaması! Mesele, bu kadar zaman bekletip taraftarı, “Yeni” hoca diyerek “Eski” hocayı açıklamak! Hiç yakışmadı. Ali Koç, benim için büyük hayal kırıklığı. Kendi fikrim şu. Bu dönemi de, hatta dönem demeyelim, bu sezonu da hiç edecekler! Fenerbahçe nin hocasını gelmeden, ismi açıklanmadan nasıl yıpratabilirizcilerin ekmeğine yağ artı bal süren bu yönetim(!), Mart ayında yapılacak muhtemel Olağanüstü kongre ile gider! Keşke aday olsa idi! Hatta, Eyüp Bey vardı. Galiba topladığı imzaların birçoğu geçersiz sayılmış. Çünkü imza verenlerin 3 te 2 si aidatlarını yatırmamışlar. Dolayısıyla da imzaları da geçersiz olduğu için Eyüp Bey aday olamadı. Ama, yeni hocamız Vitor Pereira hayırlı olsun deyince Fenerbahçe sosyal medya resmi hesabı, dedim ki, galiba Ali Koç değil de, Eyüp Bey seçildi. Zira bu hoca seçimi Ali Koç kalibresinde bir seçim olamaz. Yani Selahattin Baki nin dediği külliyen doğru değil! Diyor ya, zannediyorlar ki, biz kimseyi bulamadığımız için Pereira yı getirdik. Öyle bir şey yok, diyor ya! Doğru değil bu söylem! Bence doğruyu, yalanmış gibi pazarlıyor Selahattin Bey. Tam da böyle oldu. Hoca bulamadınız. Öncelikleriniz yüzünüze bile bakmadı. İkna edemediniz. Kaliteli bir hoca, Türkiye ye nasıl getirilir, bilmiyorsunuz, beceremiyorsunuz! Pereira 2020 Aralık ayından beri boşta. Sormazlar mı adama, neden bu kadar beklediniz o zaman? Kaba tabirle, kabak gibi, boru gibi, bal gibi kimseyi getiremediniz, Pereira ya sarıldınız. Sizin kalibreniz yetmedi,  A klas bir hoca getirmeye! Tıpkı kulübü yönetmeye yetmediği gibi!