Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

KADINA ŞİDDET ESKİR Mİ?

Gündemimizde maalesef her daim şiddet haberleri yer alıyor. Her seferinde canımız yanıyor. Sosyal Medya sayesinde haberler hızla yayılıyor. Çok kızıyoruz, çok öfkeleniyoruz. Kanunlar çıksın, cezalar caydırıcı olsun istiyoruz. Çözümün temelinde şiddet ortamında yetişen çocukları bu şiddetten kurtarmak gerekiyor. Şiddet, öğrenilen bir davranış biçimi. Çocuklarımızı maruz kaldığımız şiddetten korumamız gerekiyor. Eğer şiddet gördüysek de destek almak gerekiyor.

Ben kafamı şiddet gösteren insanlara taktım. Şiddet haberleriyle gündeme gelen ünlü erkekler ve/ veya ünlü kadınlar var. Şiddet gösterenleri bir süre sonra unutuyor galiba toplum hafızası çünkü bakıyorum da şiddet gösteren erkekleri zaman geçtikten sonra alkışlayıp kral olarak ilân etmekten çekinmeyen bir toplumun içinde yaşıyoruz. En acısı da bu kişilerle ilgili kadınların paylaşımları. Zamanında şiddet gösteren erkeklerin şarkıları, filmleri, işleri paylaşılıyor.

Adaletinizi sorgulayın bence!

Üst üste gündeme gelen şiddet gösteren erkeklere aslında şunu diyorsunuz. “Şimdi seni kınıyorum, ceza almalısın diye paylaşımlarda bulunuyorum ama aradan yıllar geçince ben senin yaptıklarını unutacağım. Hatta seni övmeye başlayacağım.”

Tabii ki herkes hata yapabilir. Hatasını düzeltmek için elinden geleni yapıyorsa ona destek olmak lazım. Ancak affedilmek için uğraşmayan kişileri affetmek taraftarı değilim. Benim vicdanım buna izin vermiyor. Canımızın illa yanması, harekete geçmek için o şiddete maruz mu kalmamız gerekiyor? Başkasının acısını ta içinde hissetmek gerekmiyor mu? Şiddet gösterenleri sadece kınamak yetmiyor. Yakın çevresinin psikolojik destek, tedavi için o kişiyi yönlendirmesi gerekiyor.

‘Doğduğun Ev Kaderindir’de neler oluyor?

Takip ettiğim bir dizi film. Ancak son zamanlarda aslında takdire şayan bir şekilde kadına şiddet konusunu işliyorlar ama bunu yanlış bir yoldan yaptıklarını düşünüyorum.

Geçtiğimiz bölümlerde bir cinayet ve intihar olayına yer verdiler. Tribünler alkışladı. Belki de trend topic oldular. Benim de kafamda çeşitli sorular belirdi.

20 yıllık, bir aile trajedisinin altında kalan bir aşk hikâyesi var ortada. Başkalarıyla birlikte olmamış iki insan tekrar karşı karşıya geliyorlar. Aşk bitmemiş ama kavuşmalarına engel olan sebep de aynen duruyor. Bir bölümde Zeynep karakteri çok güzel konuşmuştu. “Benim babam da ayyaş. Beni de de ayyaşın kızı diye cezalandırsın mı insanlar? Burhan’ın babası katil diye onu cezalandırmak çok yanlış.” Buna benzer cümleler kurmuştu. Ben, Müjgan ile Burhan’ın aşkını çok sevmiştim. Onlara yazılan sonu görünce ne acı ki oyuncu azaltmak için bunu yaptıklarını düşündüm. O iki insana öyle bir son yazmak ve bunu kadın cinayetine bağlamak bana çok acımasız geldi.

Pek çok izleyiciye ulaşan televizyon, çok tehlikeli bir kutu haline dönüşebiliyor. Senaristlerin hemen her alanda bilgileri, bilgiye sahip danışmanları olması gerekiyor ki bu dizi film, bir Gülseren Budayıcıoğlu eserinden uyarlama. Bu, bana daha da dehşet verici geliyor.

Elbette cinayeti, şiddeti asla kabul edemem ama eğer bir insanı hayatınızda gerçekten istemiyorsanız o insana umut vermeyeceksiniz. Cilvelerinizle, aşkınızla onun başını döndürmeyeceksiniz. Buna verilecek ceza elbette ölüm değil, asla olmamalı. Yine de bir insanı birini öldürmeye, kendi hayatına da son vermeye iten sebepler nedir? Kolay mıdır bir insanı öldürmek? Psikopatlardan, sosyopatlardan bahsetmiyorum. O gencecik balerin kızı öldüren canavarı tartışmam bile ve daha yüzlercesini.. Kafasına taktığı kadını, kendisiyle birlikte olmadı diye öldüren canilerle; kendisiyle oynayan insanı öldüren katiller bir değil benim nazarımda. Hepsi katil. Hukuk da bu sebeple var zaten. Bütün cinayetlerde aradaki farkları görüp cezaları ona göre vermek için. Durup dururken canı istediği için birini öldüren kişi ile tecavüz etmeye kalkan kişiyi öldüren aynı cezayı almaz. Bu ayrımları çok sağlıklı bir şekilde yapmak gerekiyor.

Ben sadece diyorum ki kendi hayatınıza çok kıymet verin, kimsenin cinnetine sebep olacak hareketlerde bulunmayın. Hayatta hep iyi insanlarla karşılaşmıyoruz ama iyilik de kötülük de insanın içinde var. Olduğumuz kişi verdiğimiz kararlarla, seçimlerle ortaya çıkan kişi.. Hepimizin sinirlendiği, gözünün döndüğü anlar oluyor. Belki aklımızdan öldürmeyi bile geçiriyoruz ama kendimize geliyoruz ve sorunumuzu çözüyoruz. Çözemeyenlerin durumu da zaten ortada.

Vicdanımız, pusulamız olsun.

Hande Yöremen

[email protected]