Dolar 32,5380
%-0.01
Euro 34,9982
%0.49
Altın 2.434,350
%0.46
Bist-100 9.770,00
%0.49

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

EŞİTLİĞE ÇEYREK VAR

Peki, gerçekten öyle mi? Hayatlarımız içindeki rolleri, kimlikleri, misyonları haklarında anlatılan hikâyeler kadar eşit mi? Peki ya biz, bakış açılarımızda eşit bir dengede miyiz onlara karşı?

“Yaratan, Âdem’in sol kaburga kemiğinden, Havva’yı yarattı,” der bütün kutsal kitaplar. “Biri, bir diğerinden var oluyorsa nasıl eşit olacaklar?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Kafanız karışmasın, Havva, Âdem’in sol kaburga kemiğinden yaratıldı. Âdem’in yoldaşı, arkadaşı, eşi olsun diye. Özellikle sol yanından, kalp hizasından yaratıldı ki, Âdem onu hep sevsin, korusun, kollasın diye.

Yaratılış olarak, farklı meziyetlere sahip iki cinsiyet arasında, günümüz toplumlarındaki sosyo ekonomik durum, yükselen eğitim şartlarıyla, eşitlik anlamında fark neredeyse birbiriyle aynı olmaya yakın olurken, bakış açılarımızda bu fark tamamen kapanıyor mu sizce? Yoksa yine coğrafya bir kader mi sorusunu sormalıyız? Erkeğe, inanılmaz bir imtiyaz ve güç özgürlüğü sağlayan zihniyet, kadını ne kadar kısıtlıyor ve buna günah olgusu, örf, adet eklenince iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

Belki de en başta, en küçük yaşlarımızdan başlıyor kodlama, ebeveynleri tarafından kendini dünyanın hâkimi sanarak yetiştirilen küçük erkek, büyüdüğünü hissettiğinde, dünyanın sadece kendisi için dönen bir top olduğunu düşünüyor ve ne yazık ki bir kadın tarafından doğrulup, büyütülen bir erkek yine başka kadınlar üzerinde ezici bir üstünlük sağlamaya çalışıyor. İşin üzücü başka bir tarafı daha var, kadınlar tarafından yetiştirilen bu erkeklerin sapkın ve kabul görmez davranışları yine başka kadınlar tarafından pohpohlanıyor, şakşaklanıyor ve bu erkekler her hakkı ne yazık ki kendilerinde görüyor. Kadınlar erkek mi istiyor hayatlarında yoksa adam mı? Okutulmayan, eksik etek, saçı uzun aklı kıt görülen, horlanan, mirastan hiç hak almayan, bir boğaz evden eksilsin diye küçücük yaşta evlendirilen çocuk kadınları saymıyorum bile.

Yaratılışı gereği birbirinden hiç farklı olmayan, bu iki cinsiyet arasındaki farklılaşma ve samimiyetten tamamen uzak eşitsizlik ‘cinsiyetçi düşünce’ eseri sanırım. Yıllarca düşünmüş insanoğlu,

“Erkek, yaparsa yeridir, kadın yaparsa ayıptır.”

“Erkek, kadını hep korumalı, kollamalı.”

Bakış açısı değişirse, dünya değişir. Değişsin artık bu düzen, sahi ben soruyorum şimdi,

“Erkekler kadınları neden ve kimden koruyordu?

Giderek değişen, hoyratlaşan akıl almaz düzenin içinde ki kendi öfkelerinden mi?”

Düşünün, düşündürün efendim. İyi hafta sonları..

Zeynep Çay

[email protected]