Dolar 32,4907
%-0.15
Euro 34,9249
%0.28
Altın 2.434,600
%0.47
Bist-100 9.717,00
%-0.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

DÜNYA MARKASI

Mesut bir dünya Markası. En önemlisi de Müslüman ülkelerde en çok sevilen dünya sporcularının başında geliyor. Arsenal de iken, Çin de zulüm gören Uygur Türkleri için yaptığı açıklamalar neti-cesinde, Arsenal’de kadro dışı bırakıldı. Çin’in İngiliz Arsenal takımının yöneticilerinden bazıları ile olan iş ilişkilerinden dolayı, Mesut kadro dışı bırakıldı. Bu benim iddiam. Kanıtım var mı? Ha-yır. Ama yüzde yüz böyle olduğuna inanıyorum. 

Peki bunun bir önemi var mı? Elbette var. Mesut Özil’in takipçi sayısı 25 milyondan fazla. Sadece Twitter’dan bahsediyorum. Bunun gibi birçok internet mecrasında da dünyada en fazla kişi tara-fından takip edilen bir isim. Dedim ya o bir marka! Önemi de şu; Naim Süleymanoğlu, Olimpiyat-lara Ay Yıldızlı mayosu ile katılarak şampiyon olup, bütün rekorları alt üst ettikten sonra, mikro-fonlara konuşmuştu. Bulgaristan’daki Türklerin, Bulgar hükumeti tarafından uğradığı zulmü, tüm dünyaya duyurmuştu. Böyle markalaşmış isimlerin, ağzından çıkacak her kelime çok mühim. Çün-kü; bu isimler çoğu zaman yetkili yetkeli, dünya ülkelerinin liderlerinden bile daha fazla dinlenir, izlenir ve sahip çıkılır. Sözlerine ve yaptıklarına. Çünkü onlar yetenek ve başarıları ile bu ilgiyi hak ediyorlar. O yüzden söyledikleri ve yaptıkları her şey çok değerli ve önemli. Bu açıdan Mesut Özil’in Türkiye ye gelmesi, Türkiye açısından, Fenerbahçe’ye gelmesi de Fenerbahçe açısından çok iyi değerlendirilmeli. Mesut sahada muhakkak en iyisini vermeye çalışacaktır. Verecektir de. Çok fit ve sağlıklı. Yüzde ellisini verse bile en az Pelkas kadar faydalı olur zaten. Ama Fenerbah-çe’nin asıl yapması gereken, Mesut un vizyonun, kendi vizyonunu büyütmek için kullanmak. Buna Mesut da hayır demeyecektir. Örneğin, Mesut’un FAN ları, en fazla Endonezya da var. Müslüman bir Asya ülkesi. Hemen oraya bir Fenerium mağazası açabilir kulüp. Hatta Fenerbahçe Futbol oku-lu da kurabilir. Hatta ve hatta Fenerbahçe, kamplarından birisini Endonezya da yapabilir. Neden olmasın? Bunlar bir fırsattır. Ardından Malezya, Singapur vs… vs… Vizyon bunu gerektirir.

Galatasaray’a gelince. Zannediyorum 2 buçuk yıldır takımın başında Fatih Terim var. İlk senesinde bir şekilde şampiyon oldular. Geçen sene ise Başakşehir’e şampiyonluğu kaptırdılar. Bu seneye de çok iyi başladılar aslında. Ama çabuk çözüldüler. Fatih Terim ile yönetim arasında halatlar ger-gin. Mustafa başkan her defasında hiçbir sorun yok dese de, bariz olarak Fatih Terim ve Galatasa-ray taraftarı durumdan memnun değil. Kulüpte giderler, gelirlerden fazla. Bu yüzden limiti olsa da, transfer yapamıyorlar. Fatih Hoca çaresizlikten bir maçın sonunda İrfan Can Kahveci de bizi istiyor dedi. Gerçekten istiyordur. Olabilir. Ama Fatih Terim, GS’nin bu mali yapısını en iyi bilen-lerden birisi olarak, bunu neden söyledi? Sadece bonservis maliyeti 14 Milyon Avro olan bir fut-bolcunun transferini neden istedi? GS bu parayı verip o futbolcuyu alamaz. Sadece GS değil, FB de BJK de alamaz. Peki neden söyledi?

Yakında kokusu çıkar. Ama buna paralel olarak bazı spor yazarlarının Mesut Özil - İrfan Can Kahve-ci kıyası yapması, İrfancan a kötülük yapmak demek. Hiçbir açıdan Mesut Özil, değil İrfan Can ile, şu anda Türkiye’deki hiçbir futbolcu ile kıyas kabul etmez. Edemez. Mesut un background u, ül-kemizdeki kulüplerden bile büyük. Tıpkı Roberto Carlos gibi, Didier Drogba gibi, Guti gibi. O yüz-den, böyle top klas futbolcuları ülkeye getirenlere teşekkür ederek, saçma sapan kıyaslara gir-meden, sahada sergileyecekleri estetik futbola odaklanmak en doğrusu. 

Beşiktaş’a da küçük bir parantez açalım. Sergen Yalçın harika bir iş çıkartıyor. Bana sorarsanız, bu kadro ile Şenol Güneş de olsa Sergen Yalçın kadar başarılı olamazdı. Zaten olamayacağını bildiği için o da A Milli Takıma gitti. Futbolda oluyor böyle şeyler. 

[email protected]