Dolar 32,5494
%0.11
Euro 34,8894
%0.65
Altın 2.430,540
%-0.09
Bist-100 9.645,00
%-0.5

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

CHP VE MİLLİYETÇİLİK

1789 Fransız İhtilali’nin getirdiği önemli düşüncelerden bir olan ulusçuluk kavramının içinde kendine yer bulan milliyetçilik, burjuvazinin sınırlarını ve bu sınırları koruma güdüsüyle örgütlediği bir siyasal akım olarak uzunca bir süre “devletlerin resmi ideolojisine” hizmet etmiştir. 

Devletlerin suni-yapay düşman yaratma çabasında ırkçı milliyetçilik-ötekileştirilme amacıyla kullanılmıştır. Özellikle soğuk savaş döneminde “komünizm tehlikesi bahanesiyle ırkçı milliyetçilik, devletlerin sivil kolluk kuvvetine dönüşmüş, buna paralel olarak birçok cinayet işlenmiş, insanlar fişlenmiş, yasal kitle eylemlerine saldırılılar yapılmıştır”, ırkçı-milliyetçiler tarafından. 

Irkçı-milliyetçi örgütlenmelerin, NATO tarafından kurulduğu ve dünyanın birçok yerinde eylemler için emir verdiği, soğuk savaş sonrası açılan eski dosyalar ve yazılan anılardan anlaşılmıştır.

Ülkemizde bilinen birçok eylemin arkasında, bu ırkçı milliyetçi gruplar olduğu artık bilinmektedir.

Ezilen ulus milliyetçilerinin mücadelesi özgürleşmeci-antiemperyalist bir nitelik taşıdığı için ilerici olarak tarif edilebilinir; ezen ulus milliyetçiliği yabancı düşmanlığını barındırdığı için gerici olarak nitelendirilebilinir. Avrupa merkezli bir düşünce akımı olan milliyetçilik, Fransız İhtilali’nin millet yaratmada kullandığı önemli akımlardan biriydi 18. ve 19. yüzyılda özellikle. Ancak 1930 itibariyle küresel ekonomik krizin etkisiyle milliyetçilik, ırkçı-milliyetçiliğe dönüştürüldü, bilinç olarak burjuvazi tarafından. Gerçekte üstün ırk kavramı içi boş ve hiçbir bilimsel gerçekliği bulunmayan bir yığın saçmalıktı; ancak bu saçmalık 50 milyon insanın canına mal olmuştur. Alman faşizminin dünyayı yakıp-yıkması, burjuvazi için bir noktada “küresel ekonomik kriz aşmak için pazarlar ve dolaysıyla da kurtuluş olarak görülüyordu.” Ancak faşizmin hedefinde dünya halklarını köle yapmak vardı.. Irkçı milliyetçilik bir noktada “bunalıma giren burjuvazinin kurtuluş reçetesi olarak görülebilinir, tarihsel kronoloji içinde.”

1930-1945 dek süren faşizm faturası yoksul halklara çıkarılmıştır. Irkçı milliyetçilik halklara-insanlığa ihanetle perdeyi kapatmıştır neticede.

CHP ve milliyetçilik!

Milliyetçilik, özünde “ırkçılık olmadan” ilerci-antiemperyalist, halkının gelişimini, özgürleşmesini ve diğer milletlerle eşit seviyede olmasını ister. Atatürk milliyetçiliği tam da bu noktada örnek gösterilebilinir..!

Atatürk milliyetçiliği, ırka indirgenemez; Türkiye bütününü oluşturan çok sayıda etnik özellik karşısında devletin yanlılığı, öncelik tercihi söz konusu olamaz. Devlet, herkesi eşit temsil ve ifade eder.

CHP milliyetçiliği, bölgecilik anlayışlarını, kavimci özellikli küçük bağlılıkları, kan -köken bağımlılıklarının aşılmasıdır. Ayrışma değil, bir bütünleştirme hareketidir. Bu bağlamda, milliyetçilik, farklı etnik yapılanmalar arasında ayrım ölçüsü değildir. CHP’nin ilkelerinden biri olan milliyetçilik kavramına yüklediği anlam açıkça budur.

Atatürk milliyetçiliği “ırkçı-kafatasçı-Turancılığı” kesin kes reddetmiş ve arasına mesafe koymuştur. Atatürk 16-17 Ocak 1923 günü İzmit basın toplantısında, milli sınırlar içinde “Türk ve Kürt unsurlarının” varlığını yeniler ve Türkiye halkının farklı ırklardan oluştuğunu bir kez daha vurgular..! ‘Türk milliyetçisiyiz, fakat memleketimizde ırkçı prensibinin düşmanıyız’ der.

Ülkemizde son süreçte yaşanılan “etnik köken tartışmalarına” en tutarlı biçimde çözüm getiren Atatürk’ün ulus düşüncesi ve bu düşüncenin ırk merkezli olmadığı, tersine diğer etnik kökenlerden gelenlerin de Türkiye halkının parçası olduğunu, bunun sonucunda, eşit hak ve özgürlükler sahip olduğuna inandığı içindir ki “ırkçı milliyetçiliğe “ net bir tavrı almıştır, M. Kemal Atatürk ve Cumhuriyet Halk Partisi.

[email protected]