Dolar 32,4442
%-0.13
Euro 34,7787
%-0.55
Altın 2.441,250
%0.21
Bist-100 9.946,00
%2.36

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

CANLARI SAĞOLSUN! ONLAR YİNE DE BİZİM ÇOCUKLAR

EURO 2020 ye en genç yaş ortalamasına sahip kaliteli bir jenerasyonu ile katıldık. Şenol Güneş hocanın 2002 dünya üçüncülüğü ve ligdeki kazandığı şampiyonluklar ile ümit veren bir referansı vardı. Dolayısı ile bu şampiyonadan beklentimiz yüksek oldu. Ama maalesef bırakın beklentilerimizi tam bir hayal kırıklığı yaşadık. Peki bu hayal kırıklığının sebebi sadece  Şenol hoca ile Bizim Çocuklar mı? Bu hezimetin başka sorumluları yok mu?

Daha önce de belirttiğim gibi yaş ortalaması en genç takım olmamız en önemli dezavantaj olarak karşımıza çıktı ve bununla acı bir şekilde yüzleştik. Bir diğer eksiğimiz turnuva takımı olmayışımız. Çünkü lig ile turnuva takımı olmak çok farklıdır. Bu eksikliğimizi  aslında Uluslar Ligi‘nde bize hissettirmişlerdi. Ancak bunlar giderilemeyecek eksikler değil. Zamanla daha iyi olacağına inanıyorum.

Asıl büyük sorumlu Türkiye Futbol Federasyonu dur. En büyük hatalarından birisi pandemi döneminde takım sayısını arttırarak kulüp ve oyuncuları yoğun bir maç trafiğine soktu. Hemde salgın ortamında sakatlık ve ceza durumlarını hesaba katmadan. Sezon başında yazımda belirtmiştim külfetli bir lig olacağını. Külfetli ve ağır geçti. Bu yüzden milli takım mental olarak metal yorgunluk ile turnuvaya katıldı.   

Federasyonumuzun kusurlarını saymakla bitiremeyiz ancak bu konudaki eksikliklerinden biri de altyapı konusunda. Eğitim, tesis, spor kültürü gibi bir çok konuda maalesef standart bir faaliyeti yok. Kulüplerin mali yapısı, yayıncı kuruluş gelirleri, transfer kotası gibi konuların sanki sporun gerçek sorunları ve eksikleriymiş gibi uğraşmaktan vakitleri olmuyordur sanırım. Çünkü spor haberlerinde federasyon adına çıkan haberlerde başka konuları duymuyoruz. Halbuki federasyon altyapı ne kadar iyi ve kaliteli olursa her açıdan bu kadar sorunla uğraşma zahmetine girmeyecek.

Başta dört büyük kulüp olmak üzere tüm profesyonel takımların bu konudaki sorumluluklarına gelelim. Böyle büyük organizasyonlarda başarılı olan milli takımlar ve kulüplerin kendilerine münhasır bir oyun sistemi var. Yani sisteme bağlı olarak kadro oluşturuyorlar ve oynuyorlar. Gerek milli takım gerekse kulüplerimizin maalesef oturmuş bir oyun sistemimiz yok. Tabiri komik ama sahaya çıkınca durumun gerektirdiği şartlara göre hareket ediyoruz. Altyapılara ayrılan ne bir bütçe nede özen var. Sadece antrenman ile sporcu yetişmez. Eğer siz bu işi profesyonelce yaptığınızı düşünüyorsanız, sporcunun eğitimi ve kültürü başta olmak üzere komplike bir insan yetiştirmek zorundasınız. Tabii ben bunları yazıyorum da ne federasyonun başında ve yönetiminde ne de kulüplerde sporun içinden gelen idareci ve yöneticiler var. Beşiktaş‘ın eski hocası Slaven Bilic‘in giderken “Türkiye‘de temel problem şu: Bilgili olanların yetkisi yok, yetkisi olanların bilgisi yok.” sözü yerinde bir tespit ve herşeyi özetliyor. Neyse bu konu uzar gider.

Spor medyasına gelince! Gerçekliğin yerine reyting ve popilizm kaygısı ile hareket ederek  sporumuz da gerçek problemler yerine kısır döngü konulara odaklanıldı hep ve toplum da buna alıştırıldı. Spor kültürümüzü geliştirecek toplumu bilinçlendirecek kaliteli haber ve yorumlar yerine magazinsel ve dedikodu üzerine kurulu popilist yayınlara ağırlık verildi.

Tüm bunları üst üste koyunca toplumun spora ve futbola bakışı geri seviyelerde kaldı. Bu yüzden taraftarlar bu gencecik çocukların empati kurarak  heyecanlarını, tecrübesizliklerini ve eksik yönlerini anlayıp destek vereceğine çocukları yerden yere vurdular. Milli hassasiyet ile duygusal düşünerek neredeyse vatan haini ilan edenler bile oldu maalesef. Kazanırken bizim çocuklardı da kaybedince neden el çocuğu gibi davranıyoruz. Sonuç olarak çocukların genç ve tecrübesizliği ile beraber diğer eksiklikleri zamanla aşılır elbette. Önemli olan federasyon başta olmak üzere kulüpler ve yöneticileri, spor medyası, antrenörler, taraftarlar ve hakemlerde dahil hepimiz kendi eksikliklerimizi aşabilir miyiz? Önemli olan bu. Sağlıcakla ve sporla kalın.