Dolar 32,5520
%0.02
Euro 34,8913
%0.07
Altın 2.429,190
%-0.04
Bist-100 9.645,00
%-0.5

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

2023

“2023’ün ılık bir ekim sabahında, 
Bacaklarımda hafif bir uyuşma ile uyandım, 
Ve sanki yüz yıllık ulu bir çınar gibi, 
Kök salmaya başladım o sabah, 
Ve ilk kez sağımda solumda asırlardır, 
Durmakta olan diğer çınarları fark ettim, 
Doğu‘dan hafif bir seher yeli yükseldi, 
Ve asırlık çınarlar beni de aralarına aldılar, 
Ve 2023’ün ılık bir ekim sabahında, 
Yeni bir kayaların oğlunun doğuşunu, 
Beraberce seyre koyulduk…”
 
12 Temmuz günü Ermenistan, Azerbaycan sınırında yer alan Tovuz bölgesine bir saldırı düzenledi ve Azerbaycan ordusunun karşı koyması neticesinde, ciddi kayıplarla geri çekilmek zorunda kaldı. 
 
Savaş demek para demektir, güçlü ekonomisi ve güçlü ordusu olmayan bir ülkenin savaşa girmesi ne kadar akılcıdır? Azerbaycan-Ermenistan kıyaslaması yaptığımızda da, saldırının Ermenistan tarafından yapılmış olması ayrı bir muamma.
 
Tüm Dünya bilir ki; Azerbaycan-Türkiye ilişkisi iki devlet ilişkisinden öte bir ilişkidir. Türk Dünyası olarak bağımsız yedi Türk Devleti’nin son on yılda, dünyanın gözleri önünde, gerek askeri, gerekse de ekonomik alanda ciddi ortak projeler geliştirdiler. Son yapılan Türk Ekonomik Forumu’nda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşma da hala hafızalardadır. 
 
Bütün bu bilgiler ışığında, Ermenistan’ın cüretinin kaynağını araştırmak gerekir elbet. Hele de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Suriye, Doğu Akdeniz ve Libya’daki atılımlarına bakınca, cüretin nereden/nerelerden kaynaklandığını da bilmek zor değil. Sipariş bir saldırı olduğu neticesi tartışmasız tabii ki; fakat bizde bir söz vardır “Eceli gelen it, cami duvarına işermiş” diyeyim gerisini siz anlayın.  
 
Peki bu olayın sonucu ne olur? Kişisel fikrim süper olur. 
 
Netice itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulduğu, 1923 yılındaki 100 yıllık hedeflere emin adımlarla ilerlediğimiz gerçeğini, özellikle bir önceki yazımda detaylıca anlattım. Gerek Misak-ı Milli sınırları içerisindeki operasyonlar, gerek diğer dış operasyonlara baktığımızda Türk Devleti’nin 100. yılında hak ettiği noktada olacağına inancım tam. En azından kendi çevremizde. 
 
Peki, Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırmasının 2023 hedefleriyle ne ilgisi var? dediğinizi duyar gibiyim. Bu sebeple yazıma; rahmetli Barış Manço’nun 1974-75 yılları arasında hummalı bir çalışma sonucu Kurtalan Ekspres ile çıkardığı “2023” isimli ilk plağında yer alan “Kayaların Oğlu” şiiri ile başlamak istedim.
 
Rahmetli Ebulfeyz Elçibey’in “Sen Türk olduğunu unutabilirsin, ama onlar hiç unutmayacak” sözünü buraya iliştirirken, Yeni Zelanda’da camiiye yapılan saldırıda, saldırganın notlarına baktığınız zaman, Elçibey’in sözünün ne kadar da doğru olduğunu görüyoruz. 
Dünya elbette ki bir şeylerin farkında, fakat köşeye sıkışan kedi, canını kurtarmanın derdinde olur her zaman ve yaptığı hamlelerle anı kurtarmaya çalışır. “Bin Yıl Önce Bin Yıl Sonra” adlı yazımda bahsettiğim gibi, devir değişiyor ve değişecek!
 
Biz de biliyoruz ki; bu olayın aslı Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırmasından ziyade, Dünya’nın Türk Dünyası‘na saldırısıdır.