Dolar 32,4732
%-0.04
Euro 34,7458
%-0.65
Altın 2.438,750
%0.1
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Player yükleniyor...

BİROL HAYAL 28 ŞUBAT DÖNEMİNİ ANLATTI

  • İstanbul Gündemi
  • 03.03.2021 - 14:42

Ümraniye Meclisi’nin mart ayı birinci oturumunda partisi adına söz alan AK Parti Ümraniye Meclis Üyesi Birol Hayal, 28 Şubat dönemini ve yaşadıklarını anlattı. Hayal şunları söyledi:

“SADECE ORDUNUN YAPTIĞI BİR DARBE DEĞİL”

“Şubat soğuk ve gri bir ay. Güneşin, yani aydınlığın en az görüldüğü aylardan biri.Şubat soğuk ve gri bir ay. Güneşin ve aydınlığın en az göründüğü aylardan biri. 27 Şubat 2011‘de Profesör Doktor Necmettin Erbakan Hakkın rahmetine kavuştu. Ruhu şad olsun. Hayallerin hayalimiz, hedeflerin hedefimiz olmaya devam edecektir hocam. Ve 28 Şubat… Necmettin Erbakan‘ın şahsına, partisine, oy verenlere yapılmış faşist baskının adıdır 28 Şubat. 28 Şubat‘ı sadece ordunun yapmış olduğu bir darbe olarak görmek, siyasi yargı, STK, iş dünyası ve basın paydaşlarına haksızlık yapmak olur. Darbeye direnen Erbakan, Çiller ve saygıyla andığımız Türkiye’nin yiğit adamı Muhsin Yazıcıoğlu vardı. 28 Şubat’ta neler olmuştu, beraber hatırlayalım.”

“CEZALARDA LİMİT YOKTU”

“Askerler tüm kamu kuruluşlarına brifingler vermeye başlamış, anlı şanlı Anayasa mahkemesi, Yargıtay, Danıştay üyeleri, üniversitelerin cübbeli hocaları askerleri hazır olda karşılıyor, brifing sonunda dakikalarca ayakta alkışlıyorlardı. Sonunda kendilerine göre kalemi kırmışlardı. Refah Partisi 1. parti olmasına rağmen, başkanlığını Yekta Güngör Öztden’in yaptığı -ki daha sonra Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı olmuştur, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştı. Davayı açan Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Refah Partisi’ni ve oy verenlerini habis bir ruh ile vampirlik ile suçlamıştı. Aynı Vural Savaş, Fazilet Partisi için de kapatma davası açmış, daha sonra Cumhurbaşkanı olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer bu partileri kapatmıştı. Fişleme ve ispiyon çalışmaları ile birçok devlet ve özel sektör çalışanı işten çıkarılmış, inançlı insanların sahip olduğu işletmeler denetleme kıskacına alınarak kapatmaya kadar varan cezalar uygulanmıştı. Medya da bu şekilde yayın yaparak vatandaşa korku vermiş, onlarla ticaret yapılması engellenmiş, işin boyutu mahalle arasındaki kebapçılara kadar inmişti. Cezalarda limit yoktu. 14 yaşındaki İmam Hatip öğrencisine terör örgütüne üyelikten 18 yıl hapis cezası verilecek kadar ileri gitmişlerdi.”

“SESSİZCE EYLEMLERİNİ YAPTILAR”

“Baş örtüsü eylemlerine katılan birçok anne coplanmış, örtüler zorla alınmış ve yerlerde sürüklenip tutuklanmışlardı. Tek suçları sessizce okulların önünde toplanıp beklemekti. Anayasal güvence altında olan eğitim hakkı elinden alınan bir gençlik vardı. İmam Hatip ortaokullarından tıp fakültesinde altıncı sınıfa kadar okuyan öğrencilere, öğretmene, memura ‘Ya başını açacaksın ya da işini, eğitimini kaybedeceksin’ denildi. Kolay değildi. Çocuklar geleceklerini, çalışanlan geçimlerini kaybedeceklerdi. Sadece bunlar mı? Hastanelerde başı kapalı fotoğraflılara rapor dahi verilmiyordu. Fotoğrafçılarda erkekler için yedek kıravat bulunuyordu. Baş örtülü kadınlar için de peruk bulunduruyorlardı.

Peki biz ne yaptık? Gençler farklı tanıyorlar. Ne polise taş attılar, ne İETT otobüsü yaktılar, ne bankamatikleri yaktılar ne de bu zulmü yapan yöneticilere ana avrat küfür ettiler. Sadece sessizce okullarının önünde beklediler. Ankara’ya telefon ve telgraf ile bu hatadan dönülmesi için başvuruda bulundular. Burada adını anmaktan ar edeceğim yüzlercesini. binlercesini kimse bana unutturamaz. Bin yıl sürecek denilen fakat beş yılda sallanmaya başlayan dönem, bir MGK toplantısında bir generalin 28 Şubatvari konuşmasına ‘Kes ulan’ diyen bir yiğidin nidasıyla bitmiştir.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.